Bilemedim ki Şimdi...

     Bilemedim ki Şimdi...


  Zihnim yitik hikayeler tezgahında...

  İçimi kavuran haziran sıcağını soğuk bir gazoz yudumuyla serinletmek için Bakkal Cahit'ten şişe gazoz aldım.O an yalnızca serinlemek bir de midemdeki yangına faydası olursa rahatlamak istedim.Bir şişe gazozın 29 yıllık Bakkal Cahit’nın zihninde bir karmaşa yaratıp da ne olduğunu bilemeyeceğim bir vakanın içine çekileceğimi bilemezdim.

   Gençlik yıllarından itibaren bakkallık yapan Bakkal Cahit'in  yıllar içinde pek çok  tecrübe yaşamış olduğu bakkal tezgahında tertipli bekleyişinden ve ses tonundaki ciddiyetten anlaşılıyordu.Ancak insan her türden tecrübeye sahip olsa da yaşamın akışı içindeki pek küçük olağanlıklar tecrübeyi dahi sönük bir edime dönüştürüyor.

Birikimlerinin böylesine basit bir vakada tereddüt etmeden bir karar alıp vakayı henüz budaklanmadan sonuçlandıracağını düşünerek yanılmışım.Çünkü böyle bir durumla ilk kez karşılaşmış olmalı ki “Bilemedim şimdi…”dedi.

Gazoz kapağını açmamı isteyip istemediğimi sorduğunda evet demiş olsaydım kim bilir belki de böyle bir vaka yaşanmayacaktı.Çünkü her ticaret erbabı gibi Bakkal Cahit da gazoz  kapağını umursamaz bir tavırla yere düşürecek ve konu hiç açılmadan sonlanacaktı.Ancak kader dediğimiz güzergahlar toplamı sizin veya çevrenizin istekli ve isteksiz biçimde harekete geçirdiği eylemler bütününün henüz siz anlamlandıramadan oluşturulan duyguların ve fikirlerin birbirine dönük perspektifidir.Bu sebeple ne,nasıl,neden sorularının  hareket noktası eylemlerinizin sonuçlarıyla doğrudan ilgilidir.Zamanın dahi akış halinde olduğundan şüphe duyduğum o anda birbirine dönük bütün değişkenler bir araya gelerek yaşamın denklemini oluşturmuş,kısacık bir an olacağını düşündüğüm süreçte birbirimize hepten bağımlı hale getirmişti.
  Kendim açarım deyip bakkalın yan tarafındaki çayevinin sandalyelerinden birine oturup kapağı açtım,ilk yudumu aldım.Gazozu içer içmez içimi ferahlık kapladı.Boğazımdan aşağıya doğru akan serinliğin mideme ulaşmakta olduğunu hissedebiliyor,henüz ilk yudumum mideme ulaşmadan gazozdan büyük bir yudum daha aldım.İkinci yudumda gazozun asidi boğazımı yakınca gazozu masaya bırakıp hala elimde olan kapağa üstünkörü baktım.Zihnimden hızlıca akışa geçen merakım kapağı çevirdiğinde kapağın arkasındaki "200 ml kazandınız" yazısını piyangodan ikramiye bulmuş talihli sevinciyle  hiç beklemeden bakkalın yanına gidip ona gösterdim.Önce pek anlam verememiş olmalı ki gözlüğünün kalın camından sönük ışık dalgaları eşliğinde bana kısa bir süre baktı,sonra “Bilemedim ki şimdi..”dedi.

Kısacık bir andan ibaret olacağını düşündüğüm yaşam grafiği bu iki sözcükle başladı.
-Neyi bilemedin?..Az önce aldım ya...Hatırlamadın mı?
-Biliyorum,biliyorum...Henüz kampanya başlamadığı için gazozu verip vermeme mevzusunda kararsızım.

-Anlamadım,neyin kararsızlığı?Hepi topu bir gazoz değil mi?

-Dediğin gibi hepsi bir gazoz ancak kampanya henüz başlamadığı için dağıtıcı firmayı aramam gerek,yine de vereyim ama bir arasam daha iyi…  

   Yine de vereyim derken yüzündeki canlılığın sönmesi içine düştüğü kararsızlık halini apaçık ele veriyordu.Bakkallık tecrübesi burada işi üstüne alarak Cahit’i ortamdan uzaklaştırma gayesiyle düzmece müşguliyet oluşturarak raflarla ilgilenmeye başladı.Cahit belli ki pek yapay bu meşguliyetle içine düştüğü  kararsızlık halini az da olsa dağıtılabilirim ve bir karar verebilirim,diye düşünüyordu.

Bakkalın dikkatini bizim gazoza çekebilmek amcıyla “Aramaya gerek var mı ki?”diye sordum.Soruyu sormakla dikkatini çekmeyi düşünsem de  aslında  Bakkal Cahit’in yüzündeki mütereddit halin  bana da yansımış olabileceği fikri daha  yakın geliyordu.İnsan tabiatı  gereği çevresinden bağımsız kalamıyor.Durumun beni de bayağı etkilediğini düşünerek boşver önemli değil diyerek uzaklaşmak istedim.O sırada:
-Hayır ondan değil çocuk,diyerek yüzünü bana dönüp bir şeyler diyecek gibi oldu.Ya da dedi.Sesini duyamadım;ağzının açılıp kapandığını gördüm.Birkaç kelimelik bir cümleydi.Ne oldu,bir şey mi dedin,diye sordum;ancak cevap vermedi.
Ben o sıra Bakkal Cahit'in bu kadar sıradan bir olay karşısında yaşamış olduğu kararsızlığın sebebinin bana güvenmediğine yormuştum.Aslında adamın güvenmediği ben değildim de kendisiydi.Yıllarca bakkallık yapıp bütün mahallenin ekmeğini,gazetesini,sütünü envai ihtiyacını karşılayan bu adam yapmış olduğu işi bir memuriyete dönüştürdüğünden her şeyin mevzuata uygun olması gerektiği zaruretiyle hareket ediyordu.Bu memuriyet onu sorumluluk almaktan kaçmaya sevk etmiş bir gazoz kapağının dahi mevzuata uygun bir biçimde işlem görmesi hukuku zihnine bir şekilde nüfuz etmişti.Bir anın içerisine sığdırdığı bu denklemde Bakkal Cahit çapraz sorguya alınmış bir sanık profiliyle bana bakıp bakıp gözlerini kaçırıyordu.Dudakları kıpırdıyor,bir şeyler söylüyor ama duyamıyordum.Sorguda çözülmüş sanığın edasıyla bana dönüp kararına pek de güvenmeyerek:
-Dur bir arayayım,dedi.Ardından firmayı aradı.
-Beyefendi,iyi günler!Ben Cahit bakkal,Bakkal Cahit Cahit…

-Evet buyurun,Cahit Bey!
-Sizin firmanızın  gazoz kampanyasının başlama tarihi yarın görünüyor;ancak ben ürünlerinizin satışına bugünden başladım.Müşterilerimden birine kampanya dahilinde sattığım ürünün kapağında "200 ml kazandınız"yazısı çıktı.Bu durumda ne yapacağıma karar veremedim ve sizi aradım,ne yapmalıyım vermeli miyim,vermemeli miyim?
-Sorununuzu anladım,Cahit Bey!Promosyonlu ürünlerin kampanya tarihini dikkate alarak satış yapmanız hususunda firmamızın dağıtıcıları sizlere gerekli bilgiyi vermiş olmalılar.Biliyorsunuz ki kampanyanın şartnamesinde ürünlerin satışa sunumu yarın olarak belirtiliyor.Siz belirtilen  tarihe uymamışsınız.Durumunuzu anlayabiliyorum;ancak konunun bize yazılı olarak aktarılması protokol gereği daha doğru olurdu.Ama görüyorum ki bizim sadık müşterilerimizdensiz.Sizin için başvuru formunu ben doldurayım.Yapabileceğim yalnızca budur,bilginiz olsun.

-Bak kızım,sen formu benim adıma doldur...Tamam iyi de ...gazozu vermeli miyim yoksa vermemeli miyim,sen buna cevap ver.
-Ama biliyorsunuz ki ben de burda bir çalışanım.Bu konuda tasarruf yüklenebilecek konumda değilim.Cahit Bey,son olarak sizin için şunu yapabilirim.
-Nedir?
-Biraz  hatta beklerseniz,sizi ürün birim sorumlusuna aktarabilirim.
-Bekliyorum
...

-Beyefendi,durumunuzu müşteri temsilcimiz aktardı.Formunuz şu an ekranımda,durumunuzu anlayabiliyorum.Ben yalnızca ürünle ilgili şikayetlerin aktarıldığı kurulda yöneticiyim.Yarın şikayetlerle ilgili olarak komisyonumuz toplanacak ilgili durumla ilgili komisyonda bir karar çıkarsa size iletiriz.Şu an için durumunuzu komisyona aktarmaktan başka yapabileceğim bir şey yok.

-Kardeşim,yarını bekleyecek vaktim yok,anlamıyor musun?Yarın gazozu zaten satacağım.Bana bugünle ilgili ne yapacağımı söyle...

-En iyisi sizi genel müdürümüze aktarayım.
-Bekliyorum
...

-Cahit Bey,konuyu arkadaşlar aktardı.Şimdi şöyle yapalım.Biz firma olarak itibarlı bir firmayız.Biliyorsunuz ki firma kimliğimize zarar gelmesini istemeyiz.Durumu karmaşık hale getiren sizin şartnamaye uymamanız.Siz ürünü başlangıç tarihinden önce satışa sunmuşsunuz.Bu durumda ne yapılacağına yönelik bir bir protokolümüz yok.Yani…Bütün tasarruf size ait.

-Peki,ne yapacağız?
-Bilemiyorum ki...
Cahit Abi ne oldu,halledebildin mi sorunu diye sormak istediğim vakit Bakkal Cahit sinirle telefonu kapattı.Bana uzunca süre baktı.Bütün bu olanlar bir iki dakika içerisinde yaşanmıştı.Gelen birkaç müşteri olaya müdahil olmak istedi.Kimi vermelisin kimi vermemelisin diyordu.Günlük ihtiyaçlarını karşılamak için gelen müşteriler belediye parklarında gösterimi yapılan yazlık sinemada yer bulmuş gibi kimseye sezdirmeden filmi izlemek isteyen fırsatçı mahalleli edasıyla ekmeği,gazeteyi kenara bırakmış önlerde nasıl yer bulurum telaşıyla küçük adımlarla bakkalın içine doğru ilerlemeye çalışıyordu.Bakkalın önünde kalabalık iyiden iyiye artıyordu.Kimi cebinden çıkardığı sigarasını yakmaya uğraşıyor kimi de ağzındaki sigaradan çektiği dumanla ortamın kaotikliğinin gizemini artırıyordu.Müşteriler giderek artıyordu.Bakkalın önünde sessiz bir kalabalık oluşmuştu,olayı bilenler bilmeyenlere fısıltılar halinde beni göstererek durumu izaha çalışıyordu.Taraflar iyice belirginleşmeye başlamış kalabalık kendince aldığı kararın sevkine göre kümelenmeye başlamıştı.O an gazozun içinden yukarıya doğru süzülüp şişenin ağzındaki boşlukta havaya karışarak uçuşan baloncuklardan biri olmak istedim.İsteklerimin harekete dönüşemiyordu,çünkü Bakkal Cahit’in bakışlarıyla çevreye zerk ettiği mütereddit hal herkesi oraya tutuk kılmıştı.


İçinden çıkamadığımız bu hali düşünürken yakınlarda çalışma yapan belediye görevlileri de kalabalığı fark edince tabii onlar da uzak durmadılar.Birkaç belediye görevlisi şefleriyle birlikte olay yeri inceleme ekibi sorumluluğuyla bakkala geldi.Bu ikircikli durumun çözülmesine pek yararı olmasa da şef,olayın nihayete ermesi amacıyla müdahil oldu.

Sorunun çözüme kavuşması için şehirden yardım almamız gerekiyormuş da bizim haberimiz yokmuş,şef öyle karar aldı.Aceleyle anons geçti belediyeye.Belediyenin ses hoparlörlerinden  Bakkal Cahit'le yaşamış olduğum bu hadise sokak sokak bütün şehirde yankılanır oldu.Sesleri duyunca;içimden,sen nerden geldin be birader,diye söylenmeye başladım.Bir süre kendi kendime sitem edip durdum.

Vaka bir sonuca bağlanır diye umarken arkamdan telsiz sesleri işitmeye başladım.Arkamı döndüğümde bir polisin"Komiserim olay yerindeyiz,şimdi olaya müdahale ediyoruz."dediğini duydum.Vaka iyice  sonunun kestirilmesi pek de mümkün olmayan endişe verici bir hale döndü.Bakkal Cahit susuyor daha önce yaptığı yalandan meşguliyetlere sığınıyordu.Etraftan konuyla ilgili olumlu olumsuz olmakla birlikte kimi yüksek kimi kısık yorumlara hiç aldırış etmiyordu.Ne bekliyorsun be adam diye bağırmak sonra da hızlıca oradan uzaklaşmak istiyordum;ancak ben de susmayı tercih etmek zorunda kalmıştım.Çünkü bakkalın suskunluğu iyice bana da sirayet etmişti.Suskunluğu arttıkça bakkalın zihni daha da karmakarışık bir hale dönüşmüştü.Durumun seyri yalnızca Bakkal Cahit'in değil benim de kafamı karıştırmıştı.Gelen polisler Bakkal Cahit'e,

-Beyefendi,komiserim bizden olayı bir an önce çözüme kavuşturmamızı bekliyor,bir karar verseniz artık."diyerek sinirli olduğunu belli etmemeye çalışarak homurdanıyordu.Diğer polis bir yandan anonsu duyup bakkala gelen insanları yatıştırmaya çalışıyor bir yandan da vakanın tutanağını almaya çalışıyordu.
Diğerlerine göre daha genç ve diri duran polis çevreye kulak tıkayarak vakayı tutanak altına almaya başladı.Olayın içinde olan olmayan herkes görevli polise tutanağı yazma konusunda yardımcı olmaya çalıştığı sırada diğer polis:

-Beyefendi sizi bekliyoruz,diye seslendi.

Bakkal Cahit polise dönüp biraz  daha bekleyin der gibi kaçak bir bir bakış atıp taburesine oturdu.Bekliyorduk,yalnızca bakkalı bekliyorduk.
...


O an hepimiz Bakkal Cahit'nın ne karar vereceğini beklemeye başladık.Bütün şehir bir gazoz kapağının geleceğini merak eder olduk.gazozu,serinliği,midemdeki yangını unutmuş;gözlüğünün arkasına adeta gizlenmiş bakkalın dudaklarının arasından süzülecek o kelimeyi merak ediyorduk. Beklemek keyif vermeye başladı bir süre sonra.Bakkalın tabureye oturmuş sıkılgan bir halle etrafına bakınıp nefes alıp verişini izliyor,siyah beyaz bir western film izlercesine yaşanan gerilime kendimizi kaptırmıştık.


Bakkalın soluma ritmi bizi içine çekmiş onun zihnindeki çarkların içinde biz de sıkışıp kalmıştık.Korkmaya başladık hep birlikte;var olmaktan,yaşamaktan ve bağımlı olmaktan...İnsan ne çok şeye tabii yaşıyormuş da farkına varamamışız..Bütün şehrin yalnızca verilecek kararı bekleyip de  kitlendiğimiz sırada unuttuğumuz -kaybettiğimiz -insanı  yeniden bulmuştum.Bakkal Cahit'in kararını önemsemiyordum artık.Fark ettiklerimi cebime koyup oradan ayrılacakken bakkal tabureden kalkıp  gelerek:

-O aldığın gazozu getir,al bu da paran,deyip paramı bana geri verdi.

...
Bakkaldan tam ayrılmak üzereyken Bakkal Cahit:

 -Çocuk!Senin gazozu dolabın üst gözüne koydum,yarın gelmeyi unutma, diye seslendiği duydum...MD2015


Yorumlar

  1. Gerçekten her şeyi hukuki bir biçimde yerine getirebiliyormuyuz ki ,gazoz kapağında hukuku aramisiz.Teşekkürler sürükleyici ve sonu merak uyandırıcıydi...

    YanıtlaSil
  2. Muhteşem ve bir o kadar da hayatın içinden gerçekler yansıtılmış aynı zamanda okurken çokta keyif aldım

    YanıtlaSil
  3. Gazoz kapağında ki hukuku arayışımız beni günümüz hukukunu düşündürmeye sevk etti.Mehmet abi hikayelerinin devamını bekleriz.

    YanıtlaSil
  4. Eline sağlık. Yaşadığımız onlarca anıdan bir tanesi oldu. Unutamadık bunları :) 😉

    YanıtlaSil
  5. Bir gazoz kapağı, günümüzün sosyal ve hukuki durumunu bu kadar güzel anlatabilirdi. Çocukken sallaya sallaya içtiğimiz, içerken de zevk aldığımız gazozun, büyüyünce böyle sonuçlar doğuracağını bilseydik Bakkal Cahit e hiç uğramazdık. Bakkal Cahit i de vicdanıyla hukuk(!)arasında bırakmazdık.. Kaleminize sağlık Mehmet hocam.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neşet’e de Yer Yok...

Panayır